19 Eylül, 2015

Yüreğinden Öpüyorum - Bölüm 1

Geceden baş ucuna bıraktığı defterine uzandı kadın.
Yarı doğan güneş yarım açık perdeden içeri sızmaya çalışıyordu olanca gücüyle.
Doğruldu yatağından.
Battaniyesini üstünden sıyırıp ayaklarına örttü özenle.
Yine yarım bıraktığı uykusuna acıyordu kalemi eline aldığında.
Ama ansızın geliyordu böyle anlar.
Kendini ifade edecek başka yol aramak aklından bile geçmiyordu.
Seviyordu yazmayı.
Bazen kirpiklerinden dökülüyordu duyguları,bazen dilinden çoğu zamansa kaleminden.
Hep kurşun kalem kullanırdı.
Mürekkebin bembeyaz kağıdın üzerinde kusursuz görünüşünü seviyor,ama acılarının böyle kusursuz görünmesini istemiyordu.
Çünkü ne zaman acısa,o zaman yazıyordu.
Ve onu kurşun yemişe döndüren tüm acılarını anca kurşunla dile getirebiliyordu.
Yazılarının çoğunda hata yapmazdı ama kimi zaman da silmekten korkmazdı.
Silginin kurşunla karışıp yıprattığı kağıda iz bırakışını seviyordu kadın.
O zaman gerçekliğini anlıyordu yazdıklarının.
Hayatta yaptığı hatalarda hep iz bırakmamış mıydı?
Hala hiçbirini silememişti.
Karalayıp geçmişti ama o karanlık hala gözünün önüne geliyordu.
Satırlarını güneşe çevirip sırtını duvara verince yazmaya hazır hissetti kendini.
Uzun zamandır bir farklılık yapıp acı yerine keşkelerini kaleme almaya başlamıştı.
Ona 'keşke'gibi gelen aslında hayatındaki adamla anılarıydı.
Her zaman geçmişini unutma korkusuyla yaşamış,hala bu korkusunu yenememiş ve küçüklüğündeki alışkanlığıyla korkusunu harmanlayıp hala yaşadıklarını,aralarında geçen konuşmaları,birlikte bastıkları ilk sonbahar yaprağını hatta otobüs biletini bile saklıyor,ayrıntısı ayrıntısına yazıyordu.
Bir gün bunlar da bitecekti ve hepsine dönüp baktığında keşke diyecekti. 
Kendine acı çektirmeyi seven yapısı bunu yapması için ona güç veriyordu.
En güçlü zamanlarında bile biriktirdiği satırların karşısına geçip yüzleşiyordu.
Hayatından birini çıkarma konusunda da pek iyi değildi.
Bu kişisine göre değişirdi tabi.
Ama hayatına aldığı adamları hiçbir zaman kolayca uğurlayamamıştı.
Hep bir şekilde sonradan hayatına girmeyi başarmışları ve artık oda her gidenin ardından geliceğini kendine hatırlatarak saklıyordu anıları.
Kimi zaman tekrar karşısına alıp zamanında alamadığı dersleri alıyor,
göremediği hatalarını görüyor,
kimi zaman hayatında çok radikal kararlar alıyordu.
Bazen üstünden seneler geçmesine rağmen zamanında ona normal gelen pek çok hareketi dönüp okuduğunda  hazmedemeyip o insanı hayatından geç de olsa çıkarttığı oluyordu.
Ve bir gün geçmişin izlerini yitirecek olursa,yine geçmişini ona en iyi anlatacak kişi kendisi olacaktı.
İnsanlara çok sıkı tutunduğu için,o kadar kolay bırakamıyordu.
Tutunduğu her dala,yaslandığı her sırta,ağladığı her omuza iyi bakardı.
Çünkü son zamanlarda onu ayakta tutan bunlardı.
Yine ona bırakılan yaraları geceye sığdıramamış yazmaya başlamıştı.

Adam bilmiyordu.
O gökyüzü olsa
Kadın ona kuş olacaktı
Hep onu
Hep onunla
Hep ona.

....

Devamı gelecek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder