01 Ekim, 2013

En güzel günlük bu satırlar değil mi? Yanında taşıman gereken kağıtlar,saklaman gereken defterler olmadan sadece yazıyorsun. İstediğin yerde,istediğin an okuyabiliyorsun. Bu o okunası olanlardan biri olsun.

Bazı şeyler vardır. Sonu olacağını bilir,kendini geri çekersin. Bazı şeyler vardır. Sonunu kendin getirirsin ve bu hiç acıtmaz. Bazı şeyler vardır. Sonu hiç gelmeyecek zannedersin. Ve bazı şeyler vardır,kafanda en güzel sonu yazarsın. Peki ya son gelir de,yazdığın gibi gerçekleşmezse?
Bunun verdiği acıyı her insanoğlu ömrünün birkaç dakikasını verip yaşayacak.
Belki saatler.
Belki günler.
Belkide hiç geçmeyecek.
Bazen hissedemeyeceksin. Sanki vücudun bu acıya direnç kazanıyormuş gibi gelecek.
Güçlü olduğunu zannedeceksin.
Aslında o an,en zayıf olduğun an,ama bunu bilemeyeceksin.
Aslında o an,düşünmek istemeyip başka yönlere kaçtığın,görmek istemeyip kafanı çevirdiğin,ağlayacak gücü bulamayıp susarak daha güçlü durduğunu sandığın,şarkıların sesini kısıp gülümsediğin andır. 
Bazı sonlar,bu anlara sebep oluyor.
Benim kafamdaki son bu değildi.
Eğer seni görmeyeceksem,bu benim seçimim olmalıydı. 
Eğer senden nefret edeceksem buna gerçekten sen sebep olmalıydın.
Senden vazgeçecek isem benden umudumu alan yine sen olmalıydın.
Ama ben gideceğini bildiğim halde o güne kadar vazgeçmeyeceğimi biliyordum.
Gerekirse şarkıların sesini kısarak,gerekirse herkese gülümseyerek,gerekirse bunu gözünün içine baka baka yaparak. 
Ama vazgeçmeyecektim. Sen öyle sanacaktın.
Gidecektin. Biliyordum. Bunu yapacağın günde gelecekti. Ama o gün geldiğinde bir veda öpücüğünü hakediyordum. 
Kafamda böyle çizmiştim mesela.
Böyle yazmıştım aklıma.
Dedim ya,yazdığın gibi gerçekleşmezse ne olacaktı.
Bizim ki de gerçekleşmedi.
Senin sebep olman gereken herşey şimdilerde bir zorunluluk oldu.
Sana yakın olduğum her güne şükrederken senden uzak durmak zorunda olduğum günler geldi.
Seninle yine gülebilmeyi düşünürken yüzüne gülmemem gereken günler geldi.
Biz bitiyorduk zaten. Ama kendi kendimizi bitirseydik. Sen bende ki seni bitirseydin. Ben içimde seni bitirseydim. Bizi zorla bitirmeselerdi. ''Onunla görüşmeyeceksin'' demeselerdi. 
Dizilerde,filmlerde bu sahne çıktığında kahkaha attığım içindir belki,şimdilerde başıma geldi.
Ama hissetmiyorum. Yani şimdilik. Yokluğunu. Bir daha olmayacağını. Gözümün önünde durduğun halde gözüne gözükmemeyi. Karşılacağımız yollardan geçmemeyi.  Gülüşünü özleyeceğim her anı. Gittiğinde benim çoktan seni kaybetmiş olacağımı. 
Ama bunların hepsini aynı anda hissetmekte var. Oda gelecek bir gün. 
Bir açıklama borçlu hissedeceğim. Şuan olduğu gibi. Belki güleceksin. Belki de saygı duyacaksın ve bu dahada kötü hissetmeme sebep olacak. 
Ama ne diyorum biliyor musun. Ne olacaksa bir an önce olsun. 
Buna gidişinde dahil. 
Buna bana saygı duymadığın her güne duyacağın pişmanlıkta dahil. 
Buna,zorunda kaldığım için senden gitmekte dahil.
Bu satırların başına oturduğumda son sözlerimi yazarken yaptığım tek şey, yıllar sonra buraya tekrar oturduğumda tüm yazdıklarımı tebessüm ederek okuyabilmeyi ummak. 
Eğer bunu yapabilirsem bunlar hoş bir anı olarak kalacak.
Eğer bunu yapamazsam bunların hiç biri an'da kalmamış olacak.
Hepsini şuan'ımdan,anılarıma taşıyabilmek umuduyla.