30 Mart, 2013

Yaz bitene kadar

Bugün yaz geldi. Tam anlamıyla geldi. 
Her sabah güneş açıyordu ama yine kasvetli ve soğuktu sokaklar. 
Her sabah aydınlığa uyanıyorduk ama yine göremiyordum yüzünü. 
Yine göremedim ya neyse. 
Yazın gelmesine sevinemedim sevgilim. Sevinemedim. 
Güneşin altında terlediğim ilk an düştün aklıma. Sonrada gitmek bilmedin. En uzun kıştı bu. En uzun. 
Hem gelmesi için gün saydığım hemde geldiğinde hiç gitmeyeceğinden korktuğum mevsimin ta kendisiydi. Severdim kışı. En azından yağmuru soğuğu birlikte tadardık. 
En basidinden rüzgarın savurduğu o saçlarım
yine döner dolaşır senin tenine değerdi. Fazla anımız olmayışındandır belki sevemiyorum şimdilerde. Karı tadamadık beraber. 
Sen çağırdın,ben gelmedim. Israr ettin,inat ettim. 
Ne olurdu ki diyorum şimdi. Ne olurdu suratımı karla kızartmana izin verseydim. 
Yapmadım işte. Yaptığım tek şey keşkelerime bir yenisini eklemek oldu. Birde yazın gelişini oturup izlemek. Yaz gelirken seni yanına almayı unutmuş. 
Yoksun şimdilerde. Altında basket oynadığımız kavurucu güneş tam tepemde ama saha bomboş. Daha serin diye kaçıp oturduğumuz apartman merdivenleri sessiz. Altına sığındığımız park eskisi kadar sağlam değil. 
Tavla oynadığımız o masalar bile yok eski yerinde. Çay yaptığımız semaveride kaldırmışlar. Buralar ıssız işte en değerlim. Buralar sessiz. Bir o kadarda boş. 
Boşluktan kafamı kaldırıp çıkmak istiyorum. Adım attığım ilk yerde seni görücekmişim umuduyla devam ediyorum. Bakıyorum. Hep yabancı yüzler. 
Yolda yürürken gördüğüm 3 kumraldan 2'sini sana benzetmektende yorulmadım değil. Ama değişmiyor işte. Ya burnunu ya gözlerini ya tarzını yada yürüyüşünü sana bezetmesem olmuyor. 
Birde ''senin olmadığını anlayınca'' diye bir an var. İşte o an,anda kalmıyor. Anıdada. O an hiç bitmiyor. Çünkü hiç gelmiyorsun. 
Gitmez bitmez dediğim an gidip, gelmez, bir daha dönmez dediğim an gelişlerin yüzünden bu haldeyim belki ama bu birşeyi değiştirmiyor. 
Ramazan gelecek daha. Camımın altında beklediğin günler gelecek. 
İnadına önümüzden geçen su minibüslerine sövdüğümüz anlar, ışığımın kapanmasını beklediğin sabahlamalar, uyuya kalıp uzun mesajlarla uyandığın sıcak günler gelecek. Yanımda olduğun her saniyeye, hayatıma girdiğin o güne, kalmaya devam ettiğin her seneye şükredeceğim geceler gelecek. 
Ve o geceler,sabah olacak sevgilim. Sabahlarsa.. Sabahlarsa hiç bitmeyecek. Tek fark; yerini hamda bırakacak. Yanımda olmayışına hamd edip geleceğin günlere amin demek olacak. Saat kaç diye dinlemeden sokağa çıktığımız akşamlar gelmeli. 
Çıkıp bir anda attığın ''aşağı in'' mesajları gelmeli. Sen gelmelisin. Geleceğin günlere selam olsun sevgilim. Yaz gibi habersiz gel. Yaz bitmeden gel. 
Yine aynı güneş kavursun bizi beraber ıslanalım ama farklı yerlerde değil,yanımda ol. Canımda ol. Canım ol. Canımın dibi ol. Ve orda kal. 
İnebilidiğin en derin yere in ve orda kal. Orda kal sevgilim. Yaz bitene kadar orda kal. 
En azından ağlamayayım bari bu yaz. Bırakta senelerdir alıştığım gibi yaşayayım bu mevsimi. Bırak sevgilim. Yaz bitene kadar bırak. 
Nefret ettiğin hiçbir şeyi yapmayacağıma söz versem izin verir misin hep yanında olmama. Sen değil bu defa ben geleceğim aşağı yanına. İn aşağı diyeceğim bir anda. Bu kadar zamana inat şimdi yapacağım bunu. Dinlemeyeceğim gururu. İzin verde yapayım. İzin ver sevgilim. Yaz bitene kadar izin ver. 
Dua et en azından. Bir başkasıda girse hayatına onu görmeyeyim senin yanında. Eli elinde görmeyeyim. Hele onun yanında güldüğünü, gülebildiğini, mutluluğunu görmeyeyim. Haberim bile olmasın mümkünse. Yada sadece onlar ayrıldılar cümlesini duyayım. Nasıl diye başladığı güne üzülemeden bittiği ana sevineyim. Yine benden sonra bir başkasına dokunmuş olduğun için senden nefret etmeyeyim. Dua et sevgilim. Yaz bitene kadar dua et. 
Ve gün gelince. Sadece devam et. Her ne yapıyorsan onu yapmaya devam et. 
Gittiysen gitmeye,yanımdaysan kalmaya,başka bir yoldaysan yoluna.
Devam et sevgilim. 
Yaz bitti. Devam et.