30 Temmuz, 2012

Vazgeçer ama unutamam.

Sadece bi kaç hafta önce bende seni seviyorum demiştin. Yanımda değildin ama sözlerin yeterliydi mutlu olmama. Şimdiyse bi selamı bile esirger oldun benden. Ne değişti o günden bu güne?
O gün sarhoştum, bugün değilim. Değişen buysa sen beni sev diye ben her gün sarhoş gezebilirim. Senin için, bizim için bunu yapabilirim.
Daha önce senden vazgeçemediğimi söylememiştim, o gün söyledim. Değişen buysa ben yine seni sevmiyor gibi  davranabilirim, dostum diyebilirim.
O gün kalbinde biri yok gibiydi, bu gün varsa susar kendi halime yanabilirim. Sana ayak bağı olmam merak etme.


Seviyorum demek çok kolay senin için. İlk günde hissetmeden mi söylemiştin sahi? Hiç mi değer vermedin, sadece yanında biri olsun diye mi vardım ben. Ağzın iyi laf yapıyor hatta buna aşık oldum ben. Aslında daha pek çok şey var. Sadece ağzından çıkan sözler değil. Yüzünün her santimetrekaresine tapıyorum ben. Bu kadarda açık sözlüyüm işte. Sadece sen mi vardın sanki hayatımda sadece sen mi oldun. Hayır. E o zaman seni bu kadar vazgeçilemez yapan ne? Anlamıyorum. Anlayamıyorum. Bunun cevabını bulduğumda bu işi kökten çözeceğim belkide. Ama henüz bulamadım ve bu yüzden bir başkayım. Herkese karşı. Dışarı adım atmak istemiyorum mesela. Depresyonda falan değilim. Önüme her çıkan üç erkekten birini sana benzedip hayal kırıklığına uğratmak yıprattı sadece.Ya da tam tersi çıkmak istiyorum ve seninle yürüdüğümüz o yolları geçiyorum tek başıma. Tek başıma. Belki karşılaşmasakta uzaktan bir yerden görürsünde yalnızım diye çekinmeden gelirsin yanıma. Gerçi sen hayatıma girerkende hiç çekinmedin değil mi? Kapıyı çalmadın, seni isteyip istemediğimi sormadın. Girdin içeri bir anda, hayatıma. Sormadan girdiğin hayatımdan ansızın çıkmayı da iyi becerdin. Yada sadece sen öyle sandın. Ben hala hayatımda sen varmışsın gibi geziyorum ortalıkta. Çok uzak değil bu sabah seninle uyandım mesela ben. Ama sen nereden bileceksin sen hal hatır sormayı bilmezsin ki. Gelir kendini hatırlatır umut verir bi' sonraki unutma çabalarıma kadar uğramazsın. İşte bu kadar bencilsin.


Şuan tamda bu yazıyı yazarken farkediyorum seni gereğinden fazla büyütmüşüm gözümde. Sende her erkek kadar egoist ve beni üzdüğünü bilerek üzecek kadar değersizmişsin. Değersizmişim gözünde ama cümlelerinle öyle boyamışsın ki gözümü farkedememişim. Şu an farkettim ve ne değişti ki? Değişen tek şey bunların farkına varmış olmam oysa buna rağmen seninle olmak istemem daha kötü, ama olsun. Seni bitirmeye bi' yerden başladım sayılır. Sende bu olsun isterdin değil mi, unutayım seni. İstediğin olmuyor sevdiceğim. Tüm bu laflar sadece kızgınlıktan. Ben seni istesem de unutamıyorum ama senden vazgeçme zamanı. Sen geldiğinde ben hep buradayım ama ne sen geri geleceksin ne de ben bunları açık açık sana söyleyeceğim. Kendine iyi bak.

29 Temmuz, 2012

Erkekleri Çekici Yapan Özellikler - Ve Tanrı “Fark et” Dedi…

Tilkilerim sabah sabah dolanıyordu kafamda ve ben öğlene kadar bununla uğraştım... Dedim yine neden karıştı ortalık? “Düşünüyorsun” ya ondandır bütün mesele dedi bir tanesi, sustum, devam ettim düşünmeye.

Temel Çekiciliğe Giriş 107. Devamsızlık yapmayın beyler, bayanlar!

Konumuz, Kadınların Erkeklerde Çekici Buldukları 20 İlahi Özellik

Araştırmış benim sevgili bilim adamlarım soruşturmuş, bir sürü hemcinsime sormuş, görüş almış, elemiş, tartmış, ölçmüş ve şu 20 sonucu bulmuş:

1. Gülümseme: Evet ya gülümseme. İçten, samimi, yavaş yavaş yayılan, iç ısıtan bir gülümseme her zaman ilahidir ve çekicidir.

2. Espri Anlayışı: “Anlayış” kısmı burada önemli. Buz gibi, sıradan ve zeka göstergesi sıfır söz öbeklerine itina ile tamah edilmez hatta yerilir yerin dibine sokulur. Espri zeka içermezse kuru sözler topluluğu olur, iticilikte sınır tanımaz erkek bünye.

"Kafası çalışan bir adam Dünya’ya değişilmez!"
3. Düşünceli Olma: Düşünebilmek de denebilir buna. Hatta anlamak, anlatabilmek de olur. Öyle ahım şahım değil, minik detaylar ve incelikler de yeter de artar bile.

4. Cömertlik: Tek taş demeyin hemen. Bu sadece maddi değil manevi anlamda da cömertlikle ilgili. Sevgi cimrilikle bir değildir. Sevin!



5. Zeka: Üzgünüm ama bu konuda çok şikayet var. Kimsenin zekasına lafımız yok, aksine var olanı kullanamamaya yönelik bir şikayet bu. Zeka gösterilmelidir, parlamalıdır. Kafası çalışan bir adam Dünya’ya değişilmez!

6. Sevecenlik: Dönüp dönüp aynı yere gelmişiz gibi. Sevin sevin sevin, özet budur.

7. Kendine Gülebilme Yeteneği: Öz eleştiri ve alçak gönüllülük. Böyle olun adınıza tapınak bile dikilir.

8. Küstah, Yaramaz Bir Yan: Biraz yaramaz, hin bir adam çekicidir. Hafif bir ukalalık da küstahlık ile birleşince tamamsınız demektir.

9. Aile Sevgisi: Ana Kuzusu veya körü körüne aileci de olmayın. Ama unutmayın “Aile her şeyden/herkesten önce gelir”.

10. Güzel Bir Vücut: Meraktaydım kaçıncı şıktı bu diye. İlk üçte olurdu diye düşünmüştüm ama kadınlar işte. Güzel bir vücuttan kasıt ölümüne kaslı, kasıntılı bir yapı değil. Dik duran, albenisi olan, alımlı bir vücut. Balkon Göbeği ve Can Simitleri... Kilo verin beyler!

11. Kibarlık: Sandalyeyi çekmek, kapıyı açmak, yol vermekten öte bu şık. Karşısındaki kadın diye değil insan diye kibar olmalı er kişi. Nezaket, hayatın vitrin biblosudur. Fazlası bayar, hiçliği sevimsizdir, kararı baktırır. 



12. Göz Kontağını Uzun Tutmak: Dekolteye kaymayan her göz, her bakış samimidir. Zaten gözlerin içinde bakılarak yapılan konuşmalar daha dürüsttür, sadedir, insandır.

13. Tutku: Aşkın havası suyudur tutku. Kuru kuru sevilmek sevmeyi işteş yapmak kimseye fayda sağlamaz. Azıcık hararet yaklaştırır. Yazın bunları beyler!

14. Güçlü Kollar: 10. Maddeyi düşünün. Kas yığını kollar değil anlatılmak istenen. Sadece kadına sarıldığında o sahipliliği, korumacılığı ve sevgiyi verebiliyor musun? Bitti, tebrik ederiz!

15. Çocuklarla İyi Anlaşmak: Çocuk zor bir kulvardır. Onların alanına inmek ve onları da insan yerine koymak büyük bir adımdır. Bu bir yerde “Nasıl baba olur acaba/Ondan baba olur mu?” sorularının da cevabı olabilir. 



16. Pozitif Olma: Pollyannacılık değil. Olumlu düşünmek, her şeye otomatik bağırıp sinirlenmemek buradaki pozitif yaklaşım. Sakinseniz, negatif de olmazsınız zaten.

17. Takım Elbise İçinde İyi Görünmek: Üniforma Fetişi/Takıntısı gibi değil, ciddiyeti taşımak, asalet ve ağırlıkla ilgili bu da. Gardırobunuzda mutlaka bulundurun.

18. Kendine Güven: Ayağı yere basan, öz güveni yerinde bir erkek istemese de çekicidir. (Bkz. 5. 7. ve 8. Madde).

19. Geniş Omuzlar: 10 ve 14. Maddeyi düşünün, iki ile çarpın ve dik duran alımlı bir beyefendi olun. Silkelenin beyler!

20. Kirli Sakal: Bu madde düşünülmelidir. Çünkü bazen rahatsız edici duruyor kirli sakal. Temiz bir yüz daha çekici olabilir. Belki hafif olması çok “kirli” ve “gri” durmaması koşulu ile evet çekici.

Sonuç mu?

Sevelim sevileliiim saygılar efendim.


ALINTIDIR.

26 Temmuz, 2012

Başkası için asla.

Sana diyecek laf bulamadığımda bile sövmekten ileri gidemiyorum. Allah belanı versin diyemiyorum. Sanki benim dememle verecekmiş gibi. Ben ne olur onu unutabileyim diye dua bile edemiyorum. O derece unutmak istemiyorum. Ama sınırları çok zorladığın, bu defa kalbim kadar gururumuda kırdığın gün ağzmdan bir cümle çıkacaktı ki durdum. ''İnşallah sende benim gibi seversinde böyle acı çekersin.'' Diyemedim. Düşündüm sadece. Sen bu acıyı tadıp mahvolduğun için sevinecek miydim, yoksa başkası için göz yaşı dökmen yüzünden üzülecek miydim.. Doğru kelime ''kahrolacaktım.'' Başkası için bırak ağlamayı, bırak acı çekmeyi, aşık olacağını düşünmek bile yettide arttı. Senin ağlayacağın günleri düşünürken senin başına gelmesini hissettiğim acı yine saplandı kaldı. Hayır dedim. Sen ona bu acıyı verme Allah'ım. Sen ona kimse için gözyaşı döktürme. Ona aşkı benden sonra yaşatma ve sevmenin ne demek olduğunu gösterme. 

Ağzımdan çıkamayan,dilimin varmadığı pekçok beddua var hala. Ama açmayacağım ağzımı. Benim için çekeceğini bilsem dayanamayacağın acılar versin sana Allah. Ama başkası için, başkası için asla. 

    Bayan Sobe

Ağlamayı yasakladım kendime.

Sen. O kadar değer verdiğim adam. Meğer yanımdayken aklı başkasında olan adam. Meğer beni öpüp başkalarını arzulayan..Şu saniyeden sonra adam demeyeceğim sana. Umrunda olmadı değil mi gidişim. Sen hep gelişlerimi özledin. Seni mutlu edişlerimi. Ayaklarını yerden kesişimi ve daha pek çok şeyi. Bunların arasında sen istediğinde gitmek sen istediğinde gelmekte var. Acınası durumdayım değil mi. Peki ya sen? Sen ne durumdasın merak ettim. Boşta bile değilsindir ki sen şimdi. Bak sana hiç konduramadığım şeyler vardı. Bütün şerefsizliklerini affettim ama bir zamanlar en yakın arkadaşım olan o insana olan duygularını bilmiyordum mesela. İster arzulamak olsun ister başka birşey. Sevmesen bile yetti bana ona başka gözle bakman. Seni hiç unutamam sanıyordum, nefret edemem sanıyordum. Nefret ediyorum şuan senden ve adından. Ben mesajlaşırken senin adının ilk iki harfinin yanlışlıkla yan yana gelmesiyle bile gözleri dolan kadın, şimdi ağlamayı yasakladım kendime. Değmezmişsin bunu biliyordum ama hala değmiyormuşsun seni hatırlamama,unutmamama,unutmak istemeyişime ve daha nicesine.  Kimi zaman bize ne oldu diye ağlardım kimi zaman senin başkalarının kolunda olmana. Şimdi kendi salaklığıma bile ağlamayacağım anlıyor musun. Ağlamayı yasakladım kendime. Kelimeler anlamını yitirdi şu anda. Zaten o taptığın kızdan nefret ediyordumda, sende eklendin onların arasına. Koluna takıp gezmeyebilirsin belki hiç bir zaman en yakın arkadaşımla vurmamıştın beni. Ama yinede ben arkadaş listende yokken senin hergün profilinde gezdiğin kız..
Elin ayağın titrer böyle bazen. Sana hiç oldu mu bilmiyorum. Olmamıştır. Bir anlık nefretle gözünün birşey görmemesi gibi değilde daha çok herşeyin bilincinde olarak birşeyi görmek istememek gördüğün ana küfredercesine bağırmak. Ama ağlamak yok aralarında. Gözümden akan her damla yaş benim için çok değerli. Senden daha çok değerli.Senin uğruna harcadıklarım yeter. Bugün son. Ağlamayı yasakladım kendime. 
                                                      Bayan Sobe

25 Temmuz, 2012

Kendine gel be adam.

O yanındaki var ya hani beraber fotoğraf çekilip bana ait olan şebek gülüşünü attığın kız. İşte onu hiç kıskanmadım banane ki ondan. O en fazla neyin olabilir ki senin. Ayrıca senin her şeyin olsa ne farkeder ki, beni ilgilendirmez yani.
Evet özendim aslında, onun yerinde ben olabilirdim; kollarının altındaki kız, yanında mutlu olduğun kız. Ama inan umurumda değil sen gülmüşsün ya yanındaki bir başkası olsun ben zaten umudu kesmişim senden.


Kendime yeniliyorum bak yanlışlıkla gördüğüm fotoğrafı bilerek isteyerek defalarca açmak istiyorum öyle ki gözümün önünden hiç gitmesin istiyorum ama, ama...
Seninle konuşamadığım için, içimden geçenleri sana söyleyemediğim için bir blog sayfasına anlatmak, mermere anlatmak gibi bir şey. Tek fark burada sen görebilirsin, görebilir ve bir mesaj atabilirsin. Bu zor biliyorum;bunun  için önce görmen, sonra önemsemen, sonra vakit bulup bir mesaj atabilmen gerek. Ama en başta değer vermen gerek değil mi? Önemsemediğin birine neden mesaj atasın ki. O kimi zaman umursamadığım mesajlara hasret kalışım.. Çok komik görünüyorum dışardan. Sen şimdi bir başkasına ''benimsin'' diyorsun ve bir başkasına aitsin. Sahiden dedin mi hiç? Bana hiç demezdin ama ben hep senindim.  Kendimi oldum olası böyle bildim. 


Bak en basidinden şuan sen yanımda yoksun ama ben hala seninim.


Peki o şapşal suratına ne demeli? Benimle bir kere fotoğraf çekilmemene mi yanayım yoksa o güzel gülüşünü benim yanımdayken hiç göremediğime mi. Demek ki seni gerçekten mutlu ediyor. Demek ki seviyorsun onu. Dur bir dakika ya sen sevemezsin ki. Kendine gel oğlum sen aşk nedir bilmezsin sen birine bağlı kalamazsın sen birini se-ve-mez-sin. Aç gözünü uyan artık. Ne verdi ki sana benim veremediğim. Yatakta mı buldunuz aşkınızı yoksa değer vermeyi o mu öğretti sana. Hayır bu şekilde olamaz imkansız. Benim yıllarımı verdiğim adama iki günlük kız gelip aşkı yaşatamaz imkansız. Aşkın kelime anlamı bizdik. Nerden mi biliyorum.


Bak en basidinden şuan sen yanımda yoksun ama ben hala seninim.


Tamam fotoğrafları geçtim. Elleriniz hiç ayrılmıyor bakıyorum. Hani sen sokakta el ele tutuşmayı sevmezdin. Hani sen yapmacık kelimeleri sevmezdin, kullanmazdın. Gözlerinin içine bakarak iki kelime söyleyemezdin. Hele sen sevmeyi beceremezdin ki. 


Şimdi kalk. Benim için bişey yap ya. Ben senelerimi verdim sana sende dakikalarını ver sadece. Git bak aynaya. Ben bu değilim de. Kendine gel oğlum sen sevmeyi sevmezsin, sen aşkı bilir ama yaşamak istemez, yaşamaya üşenirsin. Sen elleriniz hiç değmeden bedenleriniz bir olsun istersin. Gizli saklı yaşarsın çoğu şeyi, resim çekilmekte neymiş izin vermezsin. Telefonunun ekran resmide o olmuş bakıyorum, resmini çektinde yaptın mı cidden. Telefonunuda elletmezdin ona bakarsan, bırak karıştırmamı, cebinden çıkarıp vermezsin. Helal olsun unutturmuş beni sana. Yapmak isteyip yapamadığım ne varsa yapmış yaşamak isteyip yaşayamadığım herşeyi yaşıyor yanında. O gülüşlerin sahte inan bana. Kendine gel be adam bu sen değilsin.


                   Renksiz Kalem

23 Temmuz, 2012

Şimdi mutlu musun?

Aptal. Sensin sen evet bak bana. Bak suratıma. Niye bakamıyorsun. Sende hiç utanma yok diye bilirdim ben.  Söylediğin yalanlardan dolayı boynunu bükecek biri değildin sen. Ne hale geldiğimden haberin var mı hiç. Anlatayım mı biraz. Belki biraz acır içinde bir yerler. Ben tanımadığım iki günlük insanlara seni anlatır oldum. Ben, ben. Adını bir zamanlar anmayan sadece içinde taşıyan ben. Artık içime sığdıramadım anlatmaylada kalmadım olduk olmadık yerlerde herkesin içinde terkedip çıktım odayı, vurdum kapıları. Değer miydin be adam. Değip değmemen umrumda mı? Değil. Şimdi niye yazıyorsun bunları diyeceksin. İçimdeki nefret varya.  Anlatılmaz. Anlatılamaz. Karşıma çıksan yüzüne tükürür geçerim. Hemde iki gün önce boynuna atlarım dediğim adama yaparım bunu. Neden? Çünkü sen bizi bitirdin ellerinle. Başka bir tene dokundun ya sen bittin benim içimde. Düştün gözümde. Kayıp gittin sen şimdi olmayan ellerimden. Beş para etmezmişsin biliyor musun. Çok tanıdık değil mi bu cümleler. Bunu pek çok kişiden duymuşsundur. En son duyacağın kişiydim ben. Ama söylüyorum işte. Numaranı silmedim duruyor ama silsemde hala hatırlıyorum diye kendimi mahvetmemek için silmedim. Başka bir numaradan mesaj atıp sövesim yok mu sanıyorsun? Ohoo, sen şimdi neler düşünüyorsundur. Seni çok sevdiğini, sana istediğin herşeyi verebileceğini. Çok güzel değil mi? Yeni dokundun ya tatlı gelir sana. Boşuna aptal demiyorum işte bende hata. Sana mesaj atacak kadar gurursuz değilim ama ne kadar düştüğümü ve seni hem içimde hem dışımda yaşattığımı ispatlayayım mı sana?
Bugün yavşayanlar yarın sen aşıksın diyip teselli eder oldular arada. Şimdi mutlu musun? Yerin dibindeyim ben. Ve Allah kahretsinki saklayamayacak kadar çok seviyorum hala. 

Adını koyamadım,bize yakışmadı.

Halime bir çözüm bulamadığım gibi yazılanlara başlıkta bulamamaya başladım. Hiç biri bize yakışmadı. Olmadı işte. Gelişi güzel yazdım. Hatta ne yaptım biliyor musun en basidinden. Seni unuttuğumu sandım. Nasılda yanılmışım. Evet tamam artık çok daha güçlü olduğum kesin ama yinede kendimi bu kadar kandırmış olmamalıydım. 
Bazen düşünme diyorum, düşünmemek çözümmüş gibi. Sonra ağlamak istiyorum. Normalde hep ağlardım. Şimdi onuda yapamıyorum. Yapamadım işte. İki damla yaş bile fazla geldi bana. Akmadı gözlerimden, süzülmedi bir türlü yanaklarımdan. Yada olduk olmadık zamanda denk geldi. Tam gülerken birinin ağzından çıkan bir sözle geldin aklıma, ardından gözyaşları. Tuttum kendimi. Sesim titredi konuşurken ama devam ettim. Kendime gelmeyi bekledim. Fazla uzun sürmedi, geçti sonra. Kendimi güçlü sandım. Gözyaşlarımı kontrol edebiliyorum sandım. Aslında alakası yoktu. Tam ağlayacakken boğazımda düğümlendi göz yaşları sanki. İçine birşey oturur ya nefes alamazsın dar gelir sana heryer. Koca yatakta kayboldum ben. Dar geldi heryer. Ağlayamadım. Ama gülemedimde. Şarkılar uğuldamaya başladı kulaklarımda. Hemen ayak ucumdaki  komidinin üstündeki hediyeni 2'şer 3'er tane görür oldum. Sanki herşey gittide sana ait şeyler kaldı geriye. Oda bomboştu. Ne bir resim ne birşey. Sadece benim odamın her metrekaresine yerleştirdiğim anılar kaldı geriye. Ağlayamadım işte. Gittim senin sevdiğin yemeğin tarifine baktım internetten. Hani ben sana yapacaktım o yemekten birlikte yiyecektik. Gittim burçlarımızın uyumuna baktım ilk defa. Beni özlüyor musun ilişkin iyi gidiyor mu bilmediğimden senin burcunu okudum özellikle. Sahte gülücükler diyordu. Kendinikandırıyormuşsun,ilişkin iyi gitmiyormuş. Hep eskiyi arıyormuşsun arkana dönüp bakıyormuşssun her yeni kızda. Özlemişsin sevdiğim. Özlemişsin ama söyleyemiyormuşsun. Ya ben? Bu kadar severken bunu ört bas etmeye çalıştığım içinmiş bu halim. Ne kadarda doğruymuş meğer bugüne kadar okumaya yeltenmediğim bu cümleler. Bizden çok iyi bir çift olurmuş. Duydun mu. Duyuyor musun be adam. Dön be geri. Gel biz zaten iyi bir çifttik. Yaptıklarına rağmen, defalarca kırmana rağmen öyleydik. Ben herşeye göz yumdum yine yumarım. Ah be sonsuzluğum. Anlamıyorsunki. Ben senden sonra gülmeyi unuttum. Devam edemeyeceğim daha fazla. Yine aynı his sardı odamı. Yine boşalıyor etraf git gide sen kalıyorsun geriye. Biraz olsun baş başa kalabiliriz belki bu defa. Kapıyorum ışıkları, ağlayacağım bu defa.


                       Bayan Sobe

Sen gelmeyeceksin

Önceleri herkesten soyutlamıştım kendimi çünkü biliyordum kalbim sendeydi. Kalbim sendeyken bedenim başkasında olmasın istedim ama çok geçmeden bunalıma girdim. Bir anda ilgiye muhtaç oldum. Beni öylesine yok saymıştın ki biraz olsun ben buradayım demeliydim. Etrafımda bir kaç kişi vardı terslediğim. Vazgeçtim terslemekten madem sen beni düşünmüyordun ben neden düşünecektim seni. Başkalarına benzemek değildi niyetim. Hele seni unutmak hiç değil. 



Ama önüne geçemedim işte çoğu şeyin. Kendime gelmeliydim. Kendime verdiğim değeri göstermeliydim. Bana verilen değeri görmeliydim. Sende görmeliydin. Kendimi şımartmalı, gözüne birşeyleri sokmalıydım.

 Bak ben burdayım. Senle de varım sensizde. Seninle bir başkayım belki ama bak senden başkalarıda sevebiliyormuş beni. Gördün mü bak nasılda şebeklik yapıyorlar gönlümü almak için.  İki hafta önce konuştuğum çocuk kırk takla atmıştı sırf teklifini kabul edeyim diye. Kapıma gelen hediyeleri açarken nasılda heyecanlanmıştım. 

Birsüre kafamı meşgul ettim başkalarıyla, başka tenlerle, ilgiyle. Hiç samimi gelmeyen o saçma aşk sözcüklerine hasret kalmıştım. Çünkü ben buna alışmıştım. Senden sonra sahteydi herşey. Bu yüzden hep o sahte gülüşlerimi aradım. Beni güldürebilen her erkeği adamdan saydım. Ama ne oldu. Olmadı. Sahtelik kendini gösterdi. Bugün ki tatlı sözleri yarın duyamaz oldum, bugün ki gülücüklerim yarına kalmadı günden güne soldum. Aslında herşey gerçekti herkese göre.Sahte olan bendim. Benim gülücüklerimdi. Bu ben değildim. Ama özümede dönemiyordum ki. Sen yoktun çünkü.  Beni ben yapan adam yoktu. Nerde olduğu önemli değil, istese gelirdi biliyordum ama gelmiyordu, gelmiyordun. Çünkü gelirsen gidemeyecektin bunu ikimizde biliyorduk. En azından kendime gelmemi sağlardın ha olmaz mıydı? Kalbimin kapısını tıklar bir kafanı uzatır çıkardın hemen. Mantığımıda alıp götürürdün yanında akıl bırakmazdın bende. Geriye kalan duygularlaysa, ben ne hale gelirdim bilmem. 


Konuşmaya gerek yok değil mi? Sen gelmeyeceksin. Hatta şuan bunları yazarken bile acıyorum halime. Belki okursun diye değil bu cümleler ama okusanda fena olmaz, bir gör isterim yine. Üstüne alınır mısın bilmem. Belki başkasına yazdığımı sanarsın. Bu kadarda aptalsın işte. Ama sen anlayacağını anlarsın. Sen beni benden iyi tanıyansın ne de olsa. En azından bu kız ne hale gelmiş böyle diyip bir mesaj atarsın. Yaparsın değil mi bunu? Biliyorum yaparsın. Çünkü sen benliğimin en dibindeki ben, beni benden iyi tanıyan adamsın.

              Renksiz Kalem

Ya sen, ya sen..


Hayatım sana göre kurulu sevdiğim. Sen gelirsen ve gelmezsen diye iki ihtimal var.


Olur da gelirsen sevdiğim her şey çok kolay. Ben zaten seninleyim, tek fark o zaman sende benimle olacaksın. Ben hayalinle yatıp kalkmak yerine sana dokunucam, inan böylesi daha kolay olacak. Sen gelirsen mutlu olucam, tek derdim sensin oda bitmiş olacak. Bana tekrar gülmeyi öğreteceksin.
Olur da gelmezsen sevdiğim ben dağılıcam. Öyle ki ailem, arkadaşlarım bile farkedecek; iyi davranacaklar bana. Ben her gün seni hayal edicem sonra iki damla yaş akıtıcam. Senden tek bi cümle duymaya muhtaç olucam. Sen bi laf edersen ben on laf edicem, sırf benimle konuş diye. Sana elveda diyip tekrar tekrar mesaj atıcam unutamadım diye. Sana ve aşkıma yenilicem defalarca. Sonra kızıcam kendi kendime o gitti be kızım umrunda değilsin dicem. Unutmak için başkalarına sarıcam. Herkeste seni arayıp, kimsede bulamicam. Tam birinden hoşlandığımda sen geliceksin aklıma konuşmayı bitiricem yada seni anlatıcam ona. Seviyorum dicem o bunu istemese de seviyorum. Ve son kararı vericem, ölene dek seninle kalmaya yemin edicem.


Nerden biliyorum biliyor musun. Çünkü sen gelmedin ve ben yeminimi ettim.. Ya sen, ya sen..

Sevemedim özür dilerim..

İnsan kendini seveni sevemiyormuş arkadaş. Hep onu üzende arıyormuş mutluluğu. Ne kadar beni seven birini arıyorum desem de yalan, aklım kalbim tek kişide. Beni sürüm sürüm süründüren adamda.
Bu akşam çok yazmak istedim beni seven adama. Bu kadarını hakediyordu çünkü. El üstünde tuttuğu, benim başkasına yaptığım yüzsüzlüğü bana yapıp sürekli aradığı, en kötü kavgalarımızı bile 'ama ben seni seviyorum'la bitirdiği için teşekkürler. Ve tüm bunlara rağmen ona yalan söylediğim için, onu sevemediğim için özür diliyorum.
Tam bir ay seni sevmeye çalıştım, mutlu etmeye. Seninleyken onu aklımdan atmaya çalıştım, resmen oyundu bu. Ama ben yapamadım, bu oyunu devam ettiremedim. Ne seni ne kendimi daha fazla kandıramadım.
Gidiyorum derken bi başkası var aklımda diyemezdim. Bu kadar acımasız değildim, seni üzmek istemedim. Tüm bahaneler sana gerçekleri söyleyemememdendi. Yaşadıklarımız özeldi ama bitmeliydi. Pişmanım sana yaptıklarımdan dolayı. Özür dilerim ömrüm..

22 Temmuz, 2012

Tavsiye Köşemize İlk Adımlar. ''Vazgeçin''

Tamam özgüven inanmak çok güzel özelliklerdir ama bazen yenilgiyi de kabul etmek insanı daha fazla zaman kaybından ve can sıkıntısından uzak tutar. Bu yüzden kızların ilişkilerde vazgeçmesi gerektiği zamanları hep göz ardı ederek gereksiz bir kovalamaca içine girdiklerini görüyorum.

Size tavsiyelerim olacak tabi uymak veya hadi ya sende demek size kalmış.



1. Sizi aramayan adamı aramaktan vazgeçin.


Unutmuş mudur şarjı mı yok, vakti mi yok diye kendinize pembe yalanlar atmayın, aramak isteyen her halde arar.


2. Sizinle ilgilenmeyen adamdan vazgeçin.


Belli ki adamın ilgi alanına girmiyorsunuz neden sevgilim benimle ilgilenmiyor diye dertleneceğinize size vermesi gereken ilgiyi nereye boca ettiğini düşünün.


3. Size küfür eden vuran adamdan vazgeçin.


Siz ilişkinizde kum torbası olmak istiyorsanız veya mazoşizlikten hoşlanıyorsunuz başka tabi.


4. Sevgiliniz başka kızlara mı bakıyor, adama değil kıza sarmaktan vazgeçin.


Sonuçta adamın götü başı oynamasa veya sizi sevmiyorsa kıza vurmak sövmek o adamı size aşk duymasını sağlamaz. Burada tekmeyi hak eden sevgiliniz.


5. Sürekli telefon, mesaj, çağrı yapmaktan vazgeçin.


Herkesin nefes alma alanı olması gerektiğini ve sevgilinizle göbek bağınız olmadığını fark edin. Bıktırmayın adamları.


6. Hayatınızın merkezi yapmaktan vazgeçin.


Sonuçta hayat sizin sevgiliniz ve aşkınızdan ibaret değil bir hobi ya da işiniz olsun sevgili bir iş veya hobi değildir.


7. Daha gençken orta yaşlı kadınlar gibi olmaya çalışmaktan vazgeçin.


Hayatın en güzel zamanlarını yaşarken neden kendinizi boyayarak abartılı giyinerek mahvediyorsunuz bundan vazgeçin.


8. Elinizde cep telefonuyla gezmekten vazgeçin.


Elinde cep telefonuyla dolaşmak sizi popüler kız imajından çok başka yerlere götürür. Bir oparetörün vericisi değilseniz çok başka bir "verici" olduğunuzu düşündürtür.


10. Size ilk tanışmada yapışan, öpmeye kalkan erkekten vazgeçin.


Niyet belli düzelir mi diye ummayın abazanlar aşk duymaz.


11. Gereksiz fedakarlık yapmaktan vazgeçin.


Aileniz haricinde kimse için fedakarlık yapmak zorunda değilsiniz, bunun sonu tükeniştir, ilişkilerinizde hep veren taraf olmayın.


12.Kendinizi sevmekten vazgeçmeyin.


Sizin bir yedeğiniz var mı? Hayat sizin için de bir seferlik yaşanacak bir sahne unutmayın. Siz kendinizin en iyi dostu, en iyi arkadaşı, en iyi sırdaşı ve yoldaşınız. Siz kendinizi severseniz zaten herkes de sizi sevecektir.

Sensin Cennetim.

Uyumaya çalışıyordum ama uykuya geçemiyordum, huzursuzdum, acıyı hissediyordum.

Ne yaparsam yapayım aklımdan çıkmıyordu, zaten benim de ondan başka hayal edecek bir şeyim yoktu. Midemden kalbime doğru uzayan acıyı dağıtmanın tek yolu onunla gelecek güzel günleri düşlemekten geçiyordu. Kendime onun yokluğunu bir şekilde kabullendirmem gerektiğini biliyordum. Çünkü olmasını istediği her şey, sahip olmadığım her şeydi ve açık bir dille yoksunluklarımın onu benden uzaklaştırdığını söylemişti.

Kendimizde değiştiremediğimiz şeylerin olması ve sevdiğimiz kişinin sahip olamadıklarımızı bizlerden istemesi sevginin gücünü yetersiz kılıyordu.

Aşık olduğun zaman, imkansız diye bir şey yoktu. Bana her sorunun üstesinden gelebilme gücünü veren aşk, şimdi en ufak bir sorunun bardağı taşıran son damla olmasına müsade ediyordu. 

Bu yüzden Cenneti düşündüm uyumak için. Varlığından bile kesin bir şekilde emin olmadığım cenneti.

Kapısında üzüntülerimi verdiğim bir cennet, beni daha güzel bir görüntüye bürüyen bir cennet, nedenlerin önemsenmediği, sorunların ve acının çok uzak olduğu bir cennet.

Çünkü benim aslında buna ihtiyacım vardı, ondan daha üstün bir şey varsa o da değiştiremeyeceğim şeylerin değiştirilebilme imkanıydı, ondan daha iyi olan şey ; onu bana geri verebilecek olan her şeydi çünkü.

Midemde güçlü bir yumruk hissettim, Cennette acı yoktu, hüzün yoktu, ben daha güzeldim ama onun olmadığı bir Cennetti bu.

Her şey rengini ve tazeliğini yitiriyordu, hayalim kabusa dönüşüyordu, çiçekler soluyor, dev gölgeler renkleri eritiyordu.

Onu gördüm, eski sevgilisi de yanındaydı. Gerçek hayatta olan her şey birebir tekerrür ediyordu.

Adını çağırdım ıslak gözlerimle ve çatallaşan ses tonumla "Gel" dedim , gülümsedi.Tam bana doğru bi adım atıyordu ki sevgilisi onu geri çekti. O benim değilmiş meğer. Onun elini bırakamayacak kadar, bana koşarak gelmeyecek kadar benim değilmiş. Belki de hiç olmamış.

Uyanıyorum büyük bi acı, boğazımda bi yumru. Gerçekler bunlardı diyorum. Bu sadece bir rüya değil daha ötesiydi. O başkasıyla mutlu işte onun kolunda diyorum. o kadar çok şey diyorum ama tek bi şey düşünüyorum bu kabusun bile bi güzelliği vardı rüyamda bile olsa onu görmüştüm ya işte Cennet buydu. Şimdi o hayalle uyuyabilirdim.

İyi geceler sevdiğim. Hayalinle mutlu olabilirim.

Kalbin kadar konuş dersem susacaksın bilirim.

Bu sabah yüzümü yıkadım gözyaşlarımla. Gözlerimden damlayan her su tanesinde sen düşüyordun. Düştükçe çoğalıyordun bende. Sende almak istediğim birşeyler vardı. Sana verdiğim duygularım, bana yaşattığın güzel anılar, milyonlarca kere değer verişlerim ve hala da vermeye devam edişlerim...Bunları hepsini senden istiyordum bu sefer. Gözlerinde yükselmek istiyorum. Hiç aklından çıkmak istemezdim, çıkarmanı istemezdim. Ama sen çıkarıyordun işte, unutuyordun seni seveni, sana çılgınca aşık olan bu insanı, beni, unutuyordun.


Bana aşkı öğreten sendin, aşkın acısını dibine kadar yaşatan yine sen.
Hayallerimin geleceğiydin. Çocuğunu taşımak isteyeceğin tek erkek sendin. Sana sarılmayı özledim. Seni iki gün görmediğim zamanlarda bile özlemeyi özledim. Beni sevdiğini söylerdin gözlerimin içine bakarak. İnanıyordum, inanmıştım. Gözlerininde dilin gibi yalan olduğunu düşünmek gelmemişti aklıma inan.

Şimdi uzağız, uzak olduğum kadar sana yakınım. Ama sen kalbini açamayacak kadar duygusuz, beni duymayacak kadar sağırsın.

Ellerimi tuttuğumda benim olduğun hissine öyle bir kapılıyordum ki sıkıyordum ellerini farkına varmadan. Benimsin her zaman bana aitsin diye düşündüğüm için. Canını acıtmışımdır belki ellerimle ellerini sıkarak özür dilerim sevgilim.



Seninle yaşamak istediğim çok şey vardı.Her dakikasını seninle yaşamak için kurduğum hayallerim de. Sana tutunuyordum, beni öptüğünde dünya bizi etkilemeden dönüyormuş gibiydi etrafımızda.

Sana tutunuyordum, milyonlarca yalan göz arasından senin gözlerindi benim doğrum. Farkına varmadan doğrulamışım bunu, bunun içinde özür dilerim. Özür dileyişlerim sana değil yanlış anlama,kendimden diliyorum bütün özürleri.Belki de acımı hafifletmek için bir nedendir benimkisi.

Bilmiyorum, hiçbir şeyi bilmiyorum. Anlamıyorum, algılayamıyorum.

İnanmak gelmedi içimden beni bırakıp gittiine. Yıkıldı anılarımız gözlerimin önünde. Kaldırmaya çalıştım, yıkılmadan kaldırmaya çalıştım. Tutunamıyordum, kaldıramıyorum çünkü sen yoktun be adam.



Bitti diyen son sözün yankılandı kulaklarımda yine.O an anlamıştım bırakmanı, hep yanımda sanmıştım varoluşlarını. Hala aklımın bir kenarında kokun. Kendime gelmek için yıkmaya çalıştım kokunu, üzerine yeni kokular denedim. Olmadı. Yüreğime sinmiş kokunu yıkmak istiyordum. Olmadı, yapamıyordum işte anla beni. Sana hasretim şimdi.


Sonra birden beynim dönüyor sanki bilmem kaç derece ? Titriyor yine sinmiş kokun kaplıyor yine etrafı, ağlıyorum sessizce. ''İkimiz içinde hayırlısı bu'' deyişin geliyor kulaklarıma hafifçe. Bunu söylerken hangi kafadaydın söylesene.
Hangimiz içi hayırlı senin için mi, benim için mi bu cümle ? Sensiz uyanmak , sensiz yaşamak...Sen hiç yokmuşsun,hiç olmamışsın gibi başlamak mı günlere,aylara, yıllara ?

Bir film değildin ki sinemadan çıkınca etkisinden kurtulacağım.Telefon numaranı silince içimdeki senden kurtulacak mıyım sandın ? Buysa bizim için hayırlısı susuyorum be adam.Anlaşılan senin için hayırlısı ben yoksam. Uyanacaksın sabah, gerineceksin, yüzünü yıkarken aynaya bakacaksın, dudaklarını görünce ben gelmeyecek miyim aklına ? Kalbin hala sıcak değil mi söylesene ha ? Kahvaltını yapacaksın üzerini değiştirip, dışarı çıkıcaksın, ya tek başına ya arkadaşlarınla.Bunları yaparken hiç mi gelmeyeceğim aklına ? Yüreğin sızlamayacak mı ? Bu kadar basit mi olacak beni unutman ? Birlikte yürüdüğümüz yollardan geçerken duraksamayacak mısın ? Herşeyi silip atmış olarak mı atacaksın adımlarını, yoksa geçmişi silmenin verdiği huzurla mı ? Telefonuna bakıp mesaj atmamı beklemeyecek misin ? Kalbimin seni çok sevdiğini hiç bilmek istemeyecek misin ? Seni seviyorum diye attığım mesajları düşünmeden silecek misin ? İçindeki sen, içindeki ben hiç mi düşünmeyecek içindeki olmayan bizi ?



Kendine uygun eş mi arayacaksın, seni benden daha çok seven birini nah bulacaksın. Biriyle birlikte mi olacaksın, yoksa ben varkende mi hayallerinin başkasının üzerine miydi ? Sen de buna inanıyor musun, seni benden daha çok sevecek biri dünyada var mı sanıyorsun ?


Hangi insan unutturabilir sendeki beni, bana kim unutturacak ki peki bendeki seni ? Ben söyleyeyim, sen unutamayacaksın, tıpkı benim gibi. Aynaya her baktığında aklına geleceğim, yemek yerken lokmanla birlikte midene ineceğim. Sormayacaklar mı sanıyorsun, nasıl gidiyor onunla diye. Sevmedim, istemedim demeyeceksin ki. Çünkü istedin beni istedin, ama kalbin bu sevgiyi istemedi. Diyemeyeceksin ''Ayrıldım'' diye. İlk başta acıyacak ayrılmamış gibi olacaksın. Daha sonra beni de alıştıracaksın. Zorla alıştırarak kalbime koyduracaksın. Söyleceksin ayrıldık diye bunu söylerken bizi yok sayacaksın.


Yapma bunu. Bize yapma. Şimdi anlamazsın ama ileride kafanı duvarlara vurma. Giderkenki mazeretlerin susacak içinde, büyüyecek etrafa karşı. Sokaklardan geçerken ayakların geri gidecek, kalpsizliğine karşı. Hissedeceksin ruhumu, duyacaksın kulaklarında çınlayacak olan ses tonumu.

Rüyalarına gireceğim belki de. Sana sarılırken yanağına öpücek konduracağım sessizce.O sırada seni seviyorum diye inleyeceğim.Bende, bende seni seviyorum diyerek uyanacaksın rüyalarından.

Beni isteyeceksin. Bana demiştin, Senden başka kimse bana bu kadar çok değer veremezdi, diye.Söylesene o zaman bırakıp gitmen niye ? Buna rağmen bizden kaçışların sebebi ne ? Nereye kadar unutturacak yüreğin yüreğim, bunu da söylesene ? Beni sevmeyi beceremeyen kalbin, unutmayı da beceremez bilirim.



Seni ne kadar daha beklemeliyim sanıyorsun. Ben beklemişim bekleyeceğim kadar anlamıyorsun. Sen vazgeçilmezim sanıyorsun kendini, bırakıp giderken aklın neredeydi ? Böyle bir insanın vazgeçilmezim olması kimin haddine ? Senden sonra ağlayışlarım işler bedenime. Ben senin hayalinle kaldığım yerden devam etmeye çalışırken, sen bulacak mısın birini erkenden ?

Ne şekilde koyacaksın kalbini masaya, artık bu bir iddia.Koy bakalım ortaya kalbini, benim sana olan aşkıma yaklaşacaksa aşk olsun.Gerçekten ''Aaaşk'' olsun. Aşk olsa da bırakıp gidersin beni, artık güvensizlik kalbime sindi. Biraz büyü verdiğin sözleri tutmasını öğren, tıpkı sana sözverişlerim gibi tut sözlerini.Ben gitmedim, her zaman yanındayım derken çok ciddileştim. Sen şaka sandın, umarsızca davrandın.Gittin, artık geri dönsen neye yarar, içimdeki aşk bana zarar.

Kalbin kadar konuş dersem susacaksın bilirim..Yinede kalp ucumla seni bekledm. Bir daha geleceksen duygularından emin ol lütfen, içimde sana karşı bir ton şey var onlarda bitecek az kaldı. Ya şimdi gel, yada hiç gelme. Eğer başka bedenler varsa aramızda , artık ben yokum bunu böyle bil. Başkalarıyla herşeyi yaşadın, bizi zamana bıraktın. Ben senden geçtim anlasana, zaman geçiyor kusura bakma. 

Senin yüreğine ağaç diktim, habersizce. Büyüyüp olgunlaşınca meyvesini yersin. Büyüdükten sonra batmaya başlayacak vicdanına. Sonra ağlamak için benim omzumu arayacaksın. O zamana kadar seni bekleyeceğimi sanma. Beni unuttun mu diye de sakın karşıma çıkma.  Bunu cevabı senin beni unutman kadar basit olacak. Sana cevap yazacak kadar düşmeyeceğim artık gözümde bittin. Unutma, sen beni değil kendini terk ettin, çünkü ben artık sendim aslında sen kendine ettin.

Bayan Sobe

DUYURU

Blogu açalı yaklaşık 2 hafta olmasına rağmen gerçekten sürekli takipçilerimiz, beğenilerimiz ve tıklanmalarımız  gayet iyi durumda. Fakat sizleri sıkmamak adına biraz daha sınırları genişletelim dedik. Konu dağarcığımız aşk ve ayrılıktan ibaretti. Yine aynı olacak. Fakat bu defa aşk ve ayrılığa dair ne varsa yayınlayacağız. Örneğin soru cevap alıntıları, birinin başından geçen hikayeler, yazılar, tavsiyeler, püf noktalar ve benzeri şeyler. Bu şekilde siteyi daha renkli hale getirmeyi planlıyoruz. Şimdiden takipçilerimize teşekkürler :)

Bir Kadın Bir Erkek

KADIN: (İnanmıyorum karşıdan gelen o, gerçekten o. Allah'ım yardım et, yıkılmadan geçebileyim yanından.)

ERKEK: (Nee bu o değil mi, evet oğlum bu o)

Kalabalıklar arasında birbirlerine doğru yürüdüklerinin farkında değillerlerdir.

KADIN: (Seneler sonra yakından görmek..Allah'ım hiç değişmemiş aynı gözler, beni benden alan.)

ERKEK: (Ne kadar güzel bir kadın olmuş, ben bunu nasıl kaçır mışım. Oğlum nasıl bir aptallıkmış benimkisi. Var mıdır hayatında acaba birisi, numarasını da değiştirmişti istesem mi ki, salaklık ettin hiç aramadın aramadın sonra aradığında telefon numarasını değiştirdiğini öğrendin, bırakıp gitmiştin kızı,aşıksında hemde deli gibi işte aptalsın oğlum sen?)

KADIN: (Canım benim, heyecanlandı mı bana mı öyle geliyor, selam verecek mi acaba? Gerçi versede sevgilim, sevgilim ne der bu duruma.)

ERKEK: (Selam verir mi desem, vermez ki kızı bırakıp gittim bir de selam mı verecek, en iyisi ben selam vereyim hem ne olabilir ki abi?)

KADIN: (Kalbim duracakmış gibi, bana yaklaştıkça damarlarımda birşeylerin hızlandığını hissediyorum.Unutmadım mı yoksa, kızım unuttun sen onu,unuttun, kendine gel yapma bunu tekrar,unuttun işte, hızlanmasana kalbim sus,ses çıkarmada duymasın.)

Son bir adım kalmıştır duyguların çarpışmasına. Kız, yere baksam iyi olacak, yüzüne bakmamalıyım o gözlerde anıları birdaha yaşamak istemem diye düşünerek yere bakar.

ERKEK: (Haydi bismillah.)
- Merhaba..

KADIN: (Kafasını kaldırır yanakları al al olmuş bir biçimde,sesi titrer.)
+ Merhaba..

ERKEK: Beni, beni hatırlıyor musun ?

KADIN: (Salak, nasıl unutabilirim ki seni.)
+ Pardon, çıkaramadım.

ERKEK: (Yalan bu değil mi, bende ki heyecanı sende de hissediyorum, yalan işte. )
- Ben hani sanırım yaklaşık 7 sene önce hatırlarsan..

KADIN: ( Hatırlatmasan olmaz mıydı ha ? Hiç unutabildin mi diye sormuyorsunda.)
+ Evet hatırladım. Nasılsın ?

ERKEK: (Senden sonra, senden sonra kendimi kaybettim. Meğer sen, beni tek anlayan insanmışsın. Meğerse çok değer vermişsin bana, bunu anlayamadım yanındayken, seninleyken, sana sarılırken, seni öperken. Anlayamadım kusuruma bakma anlayamadım. Kimse bu kadar değer vermedi senden sonra..Herkes sen gibi olur sandım.Beni herşeyimle kabul ederler sandım. Olmadı işte olamadı hep birşeyler eksikmiş, herkesten bunu duydum. Yarı yolda bırakıldım. Ağladım defalarca..Oysa ki ben senden önce hiç ağlamazdım.

Senden önce takmazdım hiç kimseyi hiç birşeyi..Hatta seni bile umursamazdım. Bir zevk uğruna bıraktım seni. Defalarca geldim, sen hep kabul ettin beni. Sevdin beni, saçımı okşadın. Kulaklarıma fısıldadın. Bana aşıktın..Aşkını öyle belli ediyordun ki.Sıkıldım işte yeni heyecan istedim.Yeni dudaklar, yeni beden. Bıraktım seni, hiç beklemediğin bir anda.Sessizce çıktım hayatından, haber vermeden ,aramadan.Meğer ne kadar çocukça davranmışım.Kalbime yerleştirememişim seni, tutamamış ellerim kalbini.Olmamış işte istememişim ki. Ama yine de İstiyordum seni, öperken öyle çok istiyordum ki..

Şimdi karşımdasın yıllar sonra gördüm, ben seni nasıl bırakmışım bilmiyorum, aradım seni bilmem kaç ay önce.Boş anıma denk gelmiştin yine, benimle olursun sandım.Bana yatabilecek bir omuz vericeksin sandım yine.Aradım ama telefon numaranı değiştirmişsin.Sahi benden kurtulmak için mi değiştirdin numaranı..Neden yaptın bunu bize, olabilirdik belki yine.
Tekrar tutsam ellerini, sarılsam beline şuan..Bunu o kadar çok istiyorum ki..Karşımdasın, herşeyinle karşımdasın.Hani derdin ya, saçlarına ak düştüğünde bile son aşkın ben olacağım diye ? Sahi unuttun mu, gel desem gelir misin benimle ?
O da ne bir yüzük var ellerinde ?
Cidden ellerin değdi mi başka adamlara, peki ya dudakların.Hani tek benimlerdi.Ne oldu, ne değişti be kızım.Seni seviyorum bu sefer ki yalan değil.Gel benimle bırak herşeyi, ömrümün sahibi senmişsin, bunu anladım sensizken, tut ellerimden kaldır beni düştüğm yerden.)

- İdare ediyorum, hayatın koşuşturmacaları, peki sen nasılsın ?



KADIN: (Nasıl olabilirim sence söylesene nasıl ? Seni tanımadan önce ne kadarda mutluydum, beni terkettiğinde bunu anladım.

Girdin hayatıma renklendirdin dünyamı.Ne yaptın bilmiyorum ama aşık oldum ben.İlk defa aşkı sende tattım.Tatmaz olsaydım.Nasıl kıydın bana.Seninle geçirdiğimiz dakikalara.Nasıl kıydın be adam.Gittin beni bıraktın bitti dedin.Ağlamadım mı ardından aylarca.Ben seni hiç bırakmadım ama koştum peşinden yıllarca.

Aradım seni defalarca.Açmazsın diye gizli numaralardan aradım.Gurursuzluğumla yüzleşmek istemediğim için belkide.Sen aylar sonra dönmedin mi bana beklemediğim bir anda.Mutlu etmedim mi seni ? Herşeyimle, tüm duygularımla, tüm aşkımla..Neydi ki benim hatam sadece çok sevmek miydi seni ?
Herşey güzeldi işte senin için aylarımı harcadım yine.
Oysa ne ben zengindim ne sen fakir. Kontorüm olmadığı için seni arayamadığım zamanlardaki halimi ben bilirim.Korktum ben sadece , seni kaybetmekten..O kadar çok korktum ki, kendim kayboldum korkumun içinde.Sende arayabilirdin, biliyorum yapabilirdin bunu, bizim içi birşeyler yapabilirdin.Arayabilirdin mesela, mesaj atabilirdin.Seni attığın her mesaj benim için hafızamdan silinmeyecek kadar , işte o kadar , o kadar çok değerliydi ki..Sen değerliydin, değerlimdin.

Tatlı varlığındım senin, bunu söylerdin sözlerinde.Ne çok inanırdım, şımarırdım kendimce.
İşte iyi bir zaman daha geçti, aylar geçti.Arayamadım seni..İnan bana kontor alacak param yoktu.Kız halimle ne kadar çok düşünmüşüm seni öyle değil mi? Bir hafta sonra, sadece bir hafta birini bulmuştun.
Ben seni aylarca bekledim be adam , aylarca sen beni bir hafta bekleyemedin, minnacık bir hafta be..
Gitmiştin haberini aldım.Gitmiştin beni bırakıp yabancı ellere gittin.
Bunu duyduğumda ki halimi bilir misin, kalpsizim.Sana boşuna kalpsizsin demedim.Gittin işte, bitiremedim ki seni içimde.

"Sen gittin ellerimde boş kaldı, dudaklarım gibi.Sen gittin kimseye açmadım kendimi, koyamadım ortaya hislerimi"
Günler geçti kahroldum.Haftalar geçti perişan oldum.
Gözlerimden damlayan her damlada yükseliyordun dudaklarımda.Gittin, aramadım mı seni..Ben kimse için bu kadar zavallı olmamıştım ki..Aramadım mı seni, elli altmıl kere belki..Nasılda meşgule atıyordun utanmadan.Ben kahroluyordum, kahroluyordum..

Odama kapandım, haftalarca kimseyle konuşmadım, konuşamadım.Dışarı çıktım tabi sevgililerin birbirlerine sarıldıklarında ki izlemelerim..Gözlerime sokarak yapıyorlardı sanki
bunu, hayır hayır kalbime aslında battı kalbime.Acıdı içim acıdı anlıyor musun ? Anlayamazsın. Sen gittin, çığlıklar kapladı odamı, yatağımı,kıyafetlerimi..Kaç kere ağlayarak uyandım geceleri.Adını haykırdım, adınla seviştim be adam.Adını söyleyip durdum her dakikz.İçimden biraz olsun çıksınlar diye kağıtlara yazdım adını.Anlatamadım utandığım için senin aşkından utandım anlıyor musun ? Kimseye anlatamadım, gitti dedim sustum senden için.Herkes benim sana hala nasıl aşık olduğumu düşünüp durur.Beni teselli etmek için sen daha iyilerine layıksın der diye sustum anlatamadım kimseye.Attım seni içimi, içimde büyüttüm gizlice.Nasıl sevdiğimi bir Allah bilir, Allah..
Kalbimi kırdın, yıktın hep onu.Güvenlerimi almıştın, alıp öyle gitmiştin.

Sen gittin ellerimde boş kaldı, dudaklarım gibi.Sen gittin kimseye açmadım kendimi, koyamadım ortaya hislerimi.Sen gittin ağlamaktan bitap düştüm.Müzikler bizim içindi sanki, tüm aşk şarkıları..Sen gittin doğru dürüst yemek yiyemedim, aç dolaştım haftalarca.Sen gittin, içime birşeyler oturdu, boğazımda düğümlendi gözyaşlarım.Sen gittin evet, sana tapan kadını silip attın hepte.Sen gittin , dünyam karardı anlıyor musun ? Afalladım.Senden sonra hayata bilmem kaç sıfır yenik başladım.Sen gittin herşeyimi de aldın götürdün be adam herşeyimi.Hayallerimi, geleceğimi, beni, doğmamış çocuğumuzu..Sen gittin tek gitmekler kalmadın ki, mahvoldum ,mahvoldum duy sesimi.Sen gittin mutluydun, yeni sevgilin değmişti dudaklarına huzurluydun.Bense ölüyordum her doğan güne.Sen hiç aşık olduğun insanı başka dudaklarda düşündün mü ha sorarım sana ? İçim gitti anlıyor musun, içim.Bitirdiğin beni de alıp gittin, hemde susarak.

Sustun ve hiç konuşmadın benimle.
Odama girip çantamı atardım bir kenara kapatırdım kapımı, müziği açtım.Müziğin sesini o kadar çok açardım ki, kalbimdeki seni duymak istemediğim içindi.Geçerdim kapının arkasına sessizce.Seninle bir resmimizin bile olmayaşından tut, her boka ağlardım işte.Ordan burdan bulduğum resimlerini çıkartır yatağımın kenarına koyardım.Sen gelirdin gözlerimin önüne.Kafamı dizlerimin arasına alıp hıçkıra hıçkıra ağlardım.Kalkardım sonra resimlerini atmak için yeter derdim yeter, bana çektirdiklerin.Sonra resimlerini ellerime aldığım atamazdım yapamazdım bunu.Sarılırdım resimlerine öperdim yanımda olmayan dudaklarını.Severdim seni hoyratça, resmine zarar vericeğim diye korkakça..Sonra alırdım elime yanımda hiç ayırmadığım telefonu, arama tuşuna kadar gelirdim seni.Sormak isterdim hep, beni nasıl unuttuysan söyle söyle ki bende seni öyle unutayım söylee! diye inlerdim bağıra bağıra.Arayamazdım işte gidemezdi ellerim o bir tuşa.Gitmişti bilmem kaç kere..Aramadım mı seni defalarca söylesene.Arasam açmazdın belki, beni bu kadar çabuk unutmuş olan benimle konuşmayı neden istesin ki ?



Ömrümden senelerimi çaldın sen.En büyük hırsızısın kalbimin.Nasıl geri vericeksin o ağlayışlarımın geçtiği başkalarına göre güzel geçen seneleri nasıl ?.Nasılda bağlandım sana , nasıl..Ben ellerin olmadan yaşadım, işte bunu unutmadım.Alkole mi başlamalıydım seni unutmak için, yoksa içki bağımlısı mı olmalıydım, sigaraya mı başlamalıydım yoksa ? Yapmadım hiç birini yapmadım bekledim seni yine bekledim.Gelip gidişini izlemekte istememiştim oysa.Geldiğin gibi yine gidecektin bunu bilirdim, o yüzden bekledim seni ama istemeyerek, kendimi senden soğutarak, seni kendimden soğutarak..
Sen iki dudağı aşk sanacak kadar aptal insan. Sen kendini en büyük sanan insan, söyle ne sandın kendini tanrı mı ? Haşa sen onun kulusun, hepimiz onun kuluyuz be insaf adam.Hiç mi burkulmadı kalbin kaç senedir, hiç mi gelmedim aklına aramadın beni söyle nasıl unutturdu eller beni sana.Nasıl yapmıştın bunları acımasızca.
Aramadın, beni senelerim aramanı bekledi.Sonra bıktım işte,değiştirdim saçımın rengi gibi telefon numaramı da gidişinin aylar sonrasında.
Gittin işte, gittin terkettin beni yalnızlığıma.Seneler geçti kimse girmedi hayatıma.
Sonra yine birgün tam hayattan bıktığım bir anda , sensizlikten sonra..Bir kafede rastladım ona.O kadar iyi davrandı ki..Tanıştık.İlk defa senden sonra birine kalbim atıyordu ilk defa.Bana söyledikleri o kadar gerçekçiydi ki, sen gibi değildi o.Beni çok sevdi.Bunu hep belli etti. Bana aşık olduğunu hissettirdi.Ben senin bana yaptığın gibi yapmadım ona.Bende istedim onu,istedim.Dudaklarını dudaklarıma ilk değdiydi artık sen gelmiyordun artık aklıma.
Evlenme teklifi aldım bir kaç sene sonra.
Evet diye haykırdım gökyüzüne, düğümüzde ki insanlar karşısında.
Evet dedim sensin benim gönlüme eş dedim onun sıfatına.
Mutluyum işte artık mutluyum.
Bakma öyle suratıma.Nasılda bakıyor dudakların dudaklarıma.Nasılda istiyor gibi kalbin beni, hareketlerine baksana.Ne oldu ha, değiştin mi yoksa..
Kıyafetlerinin eskiliği yüzüne vurmuş ayrıca.Yaşlanmışsın görmeyeli.Yine de sen benim sevdiğim adamdın unutma.Eller iyi gelmemiş sana, zayıflamışsında.Teşekkür ederim bana bunları yaşattığın için, seni nasıl unuturum, bir zamanların tatlı varlığı..Seni belki de hala..)

(Telefonu çalar.Arayan eşidir.)

+Alo, efendim aşkım, tabii ki bitanem..Tamam (tebessüm eder ) Bende seni..

(Der kapatır telefonu..)

ERKEK: (Arayan kocası anlaşılan, Allah'ım ne büyük hata yapmışım ben gitme işte gitme, yine sahiplen beni.Gitmem artık sana yemin ediyorum.)

KADIN:

+Kusura bakma , bende iyiyim teşekkür ederim.Gördüğün gibi evlendim..

ERKEK: Mutlu musun onunla ? ( Lütfen mutlu değilim de lütfen.Bak bu sefer ben yalvarıyorum sana )

(Bakışırlar uzunca.O kalabalık bile o kadar sessiz gelir ki onlara..)

KADIN:( Bakma öyle, bakma dayanamıyorum anlasana.Sarılmak geliyor içimden sana delice..Öpmek geliyor yine içimden.Ama yapamam işte, ben seni unuttum, bunu öyle aşıladım kalbime.Git hadi durma daha fazla, bana benimle gel, diyen bakışlarla bakma.Mutluyum , o beni seviyor işte, bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi sence ,o benim kocam benim sahibim.Bende isterdim ama..Allah'ım neler düşünüyorum ben böyle..Gitmeliyim)

+ Evet çok mutluyum.Teşekkür ederim ben gitsem iyi olacak.

ERKEK: (Cidden gidecek misin ? Gözlerin yalan söylüyor anlıyorum ben.Seni ben anlardım ama sadece bana olan aşkını anlayamadım.Gitme işte gitme, eğer gideceksen sarılıyım sana bir kere.Son bir kere öpeyim seni, kokunu içime çekeyim hafifçe.Gitme kadınım gitme, diyemem ama sana bunları yapamam hayatına karışamam ki.Allah'ım ağlatma beni...)

-Tamam şey, kendine iyi bak..

KADIN: ( Gitme diyeceksin sandım, gözlerime öyle bakınca..Yoksa diyecektin de vaz mı geçtin ? Gerçi desende ne derdin gözlerine, gözlerim yalan söyleyemezse kalırdım karşında öyle.Ben herşeye rağmen mutlu olmanı isterim işte.Kalbim el vermez seni böyle mutsuz görmeye.Bırakıp gittin beni ama aramızda sana verdiğim kalbimin hatrı var hala.Mutlu ol, sadece mutlu ol diyeceğim tek cümle bu sana, bunu demeye bile dudaklarım varmıyor anlasana.)

+Sende, sende kendine iyi bak..

(Sonra birbirlerine son kez bakarlar.Gülümseyişleri ikisininde kalbine işler.Ve ayaklar birbirlerinden farklı yere doğru hareket eder.)
Kadın, arkasını dönüp bakarak :

+ ''Keşke, bu kadar çok geç kalmasaydı gözlerin.Yalanda olsa sözlerini özledim. ''

Sonra önüne dönüp, hayatına kaldığı yerden devam etmek için adımlarını atar.O sırada erkek dönüp bakar arkasından ve der ki :

- ''Seni unutamadım, unutamadım.Seni çok özledim be çok.Keşke anlasaymışım değerini, şuan nasıl da yandım.Hep benimsin sandım, bendesin sandım.Şimdi nasılda yanıldım.Sana anlatmak istediğim çok şey var, istediğimde..En başta çok geç kaldım biliyorum ama ,

Seni seviyorum. ''

KADIN:'' Artık çok geç..Seni seviyordum.''



ALINTIDIR.

Hayat en az ikimiz kadar saçma.

Günlerdir hiç aklıma getirmemek için çaba verdiğim seni uzun uzun düşünmeye başladım. Ne kadar özlemiştim. Çok ağlamıştım üstelik biliyor musun? Uydurduğum hikayelere ilk önce ben inanırım… Ne bileyim daha önce birilerini sevdiğim gibi değildi.

Ben seni özlerken, senin de beni özlediğini düşündüm. Ben sürekli seni düşünürken, senin de hep aklında olduğumu düşündüm. Sonra kendi kendime kavuşma sahneleri yazdım. Hepsinde çok güzel kavuşuyorduk. Şimdi düşününce hangi cücük beynimle böyle güzelleştirdiğimi bilmiyorum.

Senden öğrendiğim yanlış pratikler yüzünden gerçeklere adaptasyon zorluğu çekiyorum resmen. Günlerce aranmadan beklemeye alışığım,çünkü biliyorum ki sen içince yine arayacaksın. Sevgilimle sorunlar yaşıyorum senin yüzünden dedikten sonra, bir sokakta karşıma çıkacak ve sabaha kadar bir otobüs durağında oturup ağlaşacağız, beni gene kandıracaksın. Sevgilim var, çok aşığım dedikten sonra beni kahredecek, aylarca kamyon çarpmış gibi gezdirecek ve gene içip içip kendini bana yamayıp günah çıkaracaksın. Bana diyecekler ki; bırak bu illeti, kendine böyle haksızlık etme “sigarayı bırakırım onu bırakmam” diyeceğim. Yine bana diyecekler ki siz ne yapıyorsunuz, ya beraber olun ya birbirinizi rahat bırakın, sizin olaylarınızdan biz yorulduk. Bana bunları söylerlerken sana kimseler bir şeyler söylemeyecek, çünkü kimseler beni bilmeyecek.

Sonra bir gece yine kimselere söylemeden aptallar gibi buluşacağız. Herkese milyonlarca yalan söyleyecek, söylediğimiz yalanları unutacak, sevgiline yakalanacağız. Gülerek ayrılıp sevgilinin yanına döneceksin.



Böyle yaşamaya alışacağız. İçindeyken de normal olmadığını bileceğiz,
kendimizden tiksineceğiz ama bu hep böyle devam edecek…

İşte benim aşk hikayemi böyle yazdın sen. Saçımın örüklerini açan herkese aşık olmadım ben. Sevmediği için aramamazlık etmezdi insan her zaman. Severdi ama bir çıkış yolu olmazdı ondan da aramayabilirdi… Öyle düşündüm yani.

Böyle hissetmem bir an bile geçmedi , fakat ortada bir problem
olduğu zaman çözüm yollarımız birbirinden tamamen farklılaşmıştı. Benim bildiğim bütün yollar eksik, saçma, hastalıklıydı. Her zamanki gibi hemen vazgeçilen olmuştum ve her zamanki gibi en çok bu ağırıma gidiyordu. Vazgeçer ama sonra gelir diyordum ve böyle düşünmem hep senin yüzünden.

Yazdığım muhteşem kavuşma hikayeleri “sorun oluyorsun onun için
ve sürekli tartışıyoruz” la tuz buz oldu. Kalakalmıştım. Evet, beni sevmediği için aramamıştı. Evet, beni özlemediği için aramamıştı. Evet, hayatında bir eksik olmadığım için de hayatına devam etmişti… Biliyorsun, yanında olsaydım çirkinleşirdim. Üstüne taş atardım. Sevgilinle gördüğümde gelir dudaklarından öper, rezalet çıkarırdım. Arkadaşlarınla bir yerde gördüğümde üstüne elimdeki içkiyi fırlatırdım. Çok üzüldüm ve çok acıklı bir şey farkettim ki ne yapacağımı bilmiyordum. Normal insanlar için vereceğim hiçbir tepki yok. Kalakaldım. Merak etme, tabi ki ordan da hemen acıklı bir hikaye çıkarttım kendime. Sokaklarda ağladım.

Sonra bir şeyler oldu ve ben kendimi aynı senin bana hissettirdiğin gibi aptal hissettim. Onun da benim kadar mutsuz olmasını, beni özlemesini, beni sevdiğini anlamasını falan istedim. Sayende bir şey başardım gerçekten. Artık hayatta hiçbir şey başarmadım demeyeceğim.

Hayat, en az ikimiz kadar saçma çünkü…

Sana bunları neden yazdım biliyor musun?

Çünkü sana hala aşık olduğumu hissederken, bunca şeye rağmen hala çok özlüyorum. Ve bunu karşına her çıktığımda elimde olmadan sana hissettirecek kadarda zayıfım  ve Allah kahretsin ki böyle olmaya devam edeceğim.

Vazgeçilmezim vazgeçtim ben.

Geç anladım yüreğimin tavan arası artıklarını temizlemem gerektiğini.  Benden gitmişti yüreğin ve tüm benliğin ama ben senden hiç gitmemişim bu gece anladım. Senden kalan üstü toz tutmuş tüm anıları ve seni, geç kalmış gönül mahkememde idam ederken gözümü bile kırpmadan, yıllardır seni ve sende yaşadığımı bu gece anladım.

Oysa, gitme diye haykırırken yüreğim en sessiz çığlığı ile, dudaklarım kal diyememişti sana. Yaralarını sardım bugün kalbimin, çıkardığım sen adlı hançerden sonra. Umutsuz, başı sonu belli olmayan adı sadece sen olan, aşk dediğim şuursuzluktan uyandığım zaman, şimdi diyebilirim ki ben özgürüm.


Belki her aşkzede gibi bizi de zaman ve mekan yanlıştı diye teselli cümleleri kurtarabilirdi, acımızı azaltabilirdi kendimizin bile inanamadığı. Olmuyor be sevgili azaltmadı, bitirmedi bendeki sen acısını ve yokluğunu. Vazgeçilmezimin vazgeçtiği olduğum gerçeğini değiştirmedi işte, yüreğim yine sensiz ama adı sen olan isyanlarda.

Öyle alışmışım ki aslında senden kalan kırıntılarla ve acılarıyla yaşamaya, temizlerken fark ettim ruhumun tavan arasını, ben de ben olmuş aslında o kırıntılar. Senden vazgeçmekten daha zor geldi acılarını temizlemek üstü toz tutmuş tavan arası ve orada bıraktığın ihanet anılarını.


Aslında bu gece sızladı yorgun yüreğim, kolay mıydı enkazdan var olmak, gemileri yakmak, sancılı olmaz mı yeniden doğmak?

Yıllarca kalbimi ve gözümü mühürlediğim “kader” tesellisi yalnız aldanışmış, seni ve senden kalanları taze tutmak için bu gece anladım.

Kader seni yaşamak değilmiş oysa, bıraktığın o enkazda.  Kader değişmek için yeni şanslar vermekmiş, kırıntılarla savaşan, artık beraat etmek istiyorum diyen tutsak ruhuma.



Artık savaşmak yok yüreğimde benimle, merak etme sevgili, sen de özgürsün, bu gece cezan doldu, şimdi mutlu ol dileklerim seninle.

Belki yeni bir umut beklediğin ne bileyim. Tek sözüm istediğin her şey senin yalnız senin olsun.

Bu gece özgürüm, temizledim ruhumun tavan arasını tozlu raflarını, aslında hepsi hayal anıları ve sözde mutlulukları. Aldım tozlarını bir bir, hazır artık yeni, güzel ve en gerçek anılara ve sahibi gerçek aşklara.

Göz yaşlarım acıtmaz oldu nedendir bilinmez. Bu gece senden gittim, vazgeçilmezim vazgeçtim ben.

Susarak konuşmayı ve hatta haykırmayı en iyi ben bilirim, bilirsin sen. Gidişinin hazin öyküsü bu yüzdendir saklı bende.

"...bitti bu son; son çığlık, son isyan."
Bilmem bu kaçıncı sana gönderilmeyen mesaj Hayır dur endişelenme bak bitti bu son, son çığlık, son isyan.

Bu gece özgürüm, dünüm yok, bugünüm yok, sen yoksun. Temizledim bir bir yüreğimde kalan, canımı yakan sözde aşk kıymıklarını. Kimdin? Neydin? Unuttum. Terapiden yeni çıktı, cilaladığım kalbimi görsen tanır mısın? Yalnızlığım diyordum ya dostlara en afilisinden sözde mutluluğum. Külliyen yalanmış, yalnızlık değilmiş onun adı. Hüzünmüş, vazgeçmeyişin inadı, sana teslimiyetçiliğin gerçek adıymış. Yazık ben bu gece anladım.

İstemem gerekliymiş ruhumu ısıtacak yüreği, ödediğim bedellerin ödüllerini. İstedim ve oldu, ruhuma dokunan ruhu buldum ve yarın ebediyete kadar onunum.

Vazgeçilmezim vazgeçtim ben. Şimdi artık mutlu musun?

En azından..

Sana yazdıklarımı okudum. Sen daha gelmeden önce sana yazdıklarımı. Kendimle verdiğim iç savaşa şahit oldum. Seni nasıl görmeden sevdiğimi okudum bugün.
Nasıl da korkmuşum tanımadığım birine aşık olmaktan. Hiç görmediğim birinin sesini özleyip, kokusunu hissetmek istemişim. Aslında ben seni tanımaya çalışırken aşık olmuşum, aşık olduğumu ben bile fark etmemişim. Bak ne diyor o satırlar.
''Evet sevdiğim, henüz sevgilim diyemediğim;
Bugün bir başka çıktı o iki kelime dudaklarımdan. Sanki söyledikten sonra başka bakmaya başladım sana;bugün ilk defa yanımda olmanı istedim, sıkı sıkıya sarılmak ve hiç bırakmamak.''
Sonra seninle geçen bir günümden bahsediyorum. O günü bir yandan yaşıyorum sanki ama tek fark sen yoksun. Nerdesin kimlesin umrumda mı? Yanımda değilsin. Hayatımdan tamamen çıksan belki. Ama ne gidebildin ne kalabildin en çokta bu endişelendiriyor beni. Ya başkalarıyla birliktesin diye cevap yazmıyorsan mesajlarıma. Ben senin neyinim ki? Bunu beklemem hata. Mesaj attığına şükretmeliyim değil mi şimdi oturup. Hayır ben daha fazlasını istiyorum. Sana nasıl göstereyim, nasıl anlatayım daha ne yapayım bilmiyorum anladın mı bilmiyorum. Ama senin benim içimden geçenleri bildiğinden adım gibi eminim. 
Çünkü sen beni benden iyi tanıyandın.
Sen gözümün içine bakarak ne dediğimi anlayandın.
Sen başladığım cümlenin devamını benden önce getirendin. 
Sen yanında mutlu olduğum, hala da olabileceğim ama buna izin vermeyen adamsın. Belkide hayatıma giren onca erkeğin içinde tek adam. Sadece sana ait olmayabilirim. Ama senden önce dokunduklarım anlamsızdı ve senden sonrası da seni unutmak içindi.Hiçbiri sen gibi değildi. İnan bana ben hala seninim. Hepsi bir hiçti. Avutmak içindi kendimi. Hemde sen bana hiç dokunmadın sevgili. Buna rağmen bağlandım. Buna rağmen alıştım her hareketine, mimiğine. Belkide diyorum, belkide sırf dokunmadan sevebildiğin içindi beni. Bizi farklı kılan buydu belki. Ama dur biz zaten farklıydık değil mi? Bak ne yapacağım biliyor musun, yeter artık kalkacağım bunun başından ve gururu yeniden bırakıp mesaj atacağım sana. En azından orada ''di'li geçmiş'' kullanmama gerek kalmıyor. En azından kafam dağılıyor, yüzüm birkaç saatliğine gülüyor. Ama geceleri sorma bana, geçmek bilmiyor. Yinede mutlu oluyorum en azından. Mutluluğumun sebebinin sen olması dahada iyi geliyor bana. Ben hala, hala seninim en azından. Ve sen, sen bunu göremeyen ve görmek istemeyen adam. Hayatımı mahvettiğin için, teşekkür ederim. Şimdi mesajlarını okuyacağım tekrar. Bunu yapabilirim en azından.

                                                

21 Temmuz, 2012

Az önce.

Az önce sana ait herşeyi doldurup dolap içine kaldırdığım o kutunun yanına gittim. Açmaya cesaret edemedim önce. Yüzleşmek istemedim. Sonra o kutuda sadece kağıt parçaları olduğu geldi aklıma. Bir resmimiz bile yoktu. Unutmuşum.
Bundan güç alarak gittim kutunun yanına. Eğildim. Açtım kapağını. Burnuma bir koku geldi. Hayır tabiki verdiğin ilk çiçeği sakladım ama bu onun kokusu değil. Bu. Bu geçmişin kokusu sanki. Sen kokuyorsun sanki. İkimizin kokusu karışmış gibi. Kaldım o an öylece. Hiç böyle kokmazdı bana, hiç böyle uzaktan bakmazdı geçmiş. Demek ki sadece kağıtlardan ibaret değil pek çok şeyi kapatmışım ben o kutuya. Umutlarımı, hayallerimi, kırgınlıklarımı, seni, beni, hala bir arada tutmaya çalıştığım ''biz''i.
Az önce hayal kırıklığına uğradım. Sana da uğrayacakmış selamı var. Fazla bekletmem merak etmesin dedi.
Az önce umutlarım baktı uzaktan, git gide uzaklaştı ve sonra gözden kayboldu.
Az önce kırıklar battı ayağıma, hayır hayal değil kalp kırıntısıydı bu defa. Bu yüzden daha çok acıdı içim.
Az önce sen geldin aklıma. Kokun yanımdaydı sanki, sen yanımdaydın. Bir ara kafamı çevirme gereği duydum. Sonra ne yapıyorum ben dedim. Rüyalarda bile göremediğim için belki de özlemim.
Az önce seni istedim ben tekrar. Yanımda veya uzağımda fark etmez. Seni istedim.
Ve az önce gerçekle yüzleştim ben. Kutunun kapağı indirdim ve gidenlere hoşçakal dedim. 
Az önce, sadece birkaç dakika önce kutuyu açmadan evvel, kendimdeydim.