Bugün benim doğum günüm sevgili.
Hani hep derdin ya. Günüme doğan en güzel güneş, dünyama gelen en güzel şeysin sen diye. Doğdum ben bugün işte. Yeniden doğdum gününe. Belki güneşin olamam tekrar ama bak ben burdayım burda. Umrunda olmayabilirim şuanda veya hiç aklında bile değilim ne zamandır belkide. Ama tek bir mesaj. Bunu çok görmezsin değil mi bize? Ya da dur. O uzun mesajların ve ardından ardı arkası kesilmeyen öpücükler yerine sadece ''nice senelere'' demen koyar bana. O yüzden vazgeçtim. Mesaj atma.

At tabiki. Senden gelen tek bir mesaja hasretim ben at hadi. Saat kaçta olursa olsun. İstersen bugünü unut yarın at farketmez.
Normalde ilk sen mesaj atmazdın değil mi? Sen hep en son atardın. Doğum günümün bitmesine dakikalar kala. Marifet ilk değil son olmak diyip toparlamaya çalışırdın. Kızardım bazen ama, o bazenleri bile özlüyorum ben.
Her neyse mesaj diyorum. Artık ilk atan olmasan da atabilirsin. Zaten senden gelecek mesajın dışındaki hiçbir mesajın ehemmiyeti yok. Doğum günümü kutlamıyorum biliyor musun? Gerek yok. Eve kapandım. Telefonum açık inadına ama arayan yok. Doğduğum güne sövüyorum şimdi sırf sen yoksun diye.
Eskiden isimsiz hediyelerimi beraber açardık. Şimdi tek bir hediyem bile yok. Ama sen. Sen istersen bana bir hediye verebilirsin. Tek bir mesaj. Dönme geri, sevme yeniden ama aklında olduğumu bileyim yeter.
Daha aralanmamış perdemin sayesinde güneş girmemiş odamdan çıkıyorum yavaş adımlarla. Mutfağa ilerliyorum. Bomboş bir ev. Sessiz şimdi her yer. Pencereden bakıyorum. Ne bana şebeklik yaptığın o köşe, ne seni seviyorum dediğin o kaldırım, ne de arayıp şarkımızı dinlettiğin o gün ki gibi herşey. Her yer ıssız sanki. Her yer sessiz. Çekmeceleri karıştırıyorum. Bir kek paketi buldum. Bu bile yüzümü güldürmeye yetiyor. Birazdan mumları üfleyeceğim sevgilim nerdesin?
Bu bizim 3.senemiz olacaktı. 3 mum dikecektik hani? Nerdesin?
Mumları hazırladım. Dileğim zaten çoktan belli. Yanımda kimse yok. Sadece tek mesajın yeterli.
Tek tek saplıyorum mumları ufacık keke. O sessizlikte iki damla yaş süzülüyor gözlerimden. Çakmak çakmıyor inadına. Seni bekliyor anlasana işte.
İşte yandı mumlar. Üflemem gerekli, hadi acele et beraber dilek dileyecektik hani?
Peki. Dileğimi tutayım ben öyleyse. Aklımla kalbim çoktan ele geçirilmişken, ne dileyebilirim ki.
Yine seni diliyorum her zaman ki gibi. Bu defa yalnız, tek başıma. Sen yokken seni diliyorum şimdi.
Ben üflemeden düşen her damla söndürecek mumları diye korkumdan üflüyorum hemen. Bekleyecektim seni. Gözlerim izin vermedi sevgili.
Kalıyorum masanın başında öylece. Bir mesaj geliyor telefona. Sen misin yoksa? Ben biliyordum. Aklında olduğumu biliyordum, hissettiğini biliyordum, bu anı beklediğini biliyordum ben.
Açıyorum mesajı büyük bir sevinçle. İn aşağı ben geldim demeni bekliyorum sabırsızlıkla. Biliyordum geleceğini geri.
Ve tek bir mesajla anlıyorum gerçeği.
Sadece; ''nice senelere'' mi?
Anlıyorum bana inatla kabul ettirmeye çalıştığını sensizliği.
Merak etme bugünü de unutmayacağım. Bana ilk yabancılaştığın seneyi.
Teşekkürler, teşekkürler. Bende bunu bekliyordum sevgili.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder