Pişmanım ben. Neden diye sormadın bu güne kadar. Cevabını bilmediğimden değildi suskunluğum. Peki sen neden sormadın. Sana ne kadar yenik olduğumu göstermek istemedim ben. Bu yüzden duygularımı kitleyip koydum en dip köşeye. Senin sormanı beklemeyeceğim ben. Anlatıyorum şimdi iyi dinle.
En başta, seni hayatıma dahil ettiğim güne pişmanım. Beni mutlu etmene izin vermeme. O mutluluğu hiç birşeye değişmememe ve sürekli özlememe. Özlemek. Sadece mutluluğu değil senide özlüyorum ben. Mutluluğun öznesi sendin çünkü unuttun mu. Hatta öyle ki, senin sebep olmadığın mutluluğu bile haketmiyorum ben. Garipsiyorum. Hakkım değilmiş gibi. Veya bana başkasının yabancı olmasından dolayı sanki mutluluk harammış gibi.
Sonra neye pişmanım biliyor musun. Sana dokunduğum güne. Ve bana dokunmana izin verdiğim güne. Nasıldı. Nasıl birşeydi hatırlasana. Kavganın ortasında dudaklarının dudaklarıma değmesi nasıldı. Yanımdan geçtiğinde kokun diyerek geri dönmen nasıldı. Gözümden yaşlar akarken sadece uzaktan bakıp yanına gelmemem ve senin ısrar edememen nasıldı söyle be adam.
Devam edelim. Pişmanlıklarımın en büyüğü belkide. İki yabancıyı oynamamıza göz yummam. Buna alışmam. Karşı çıkmadan seni rolünü yaparken izlemem ve hiç birşey olmamış gibi beklemem. Bize yakışan rol bu değil. Bizim olmamız gereken şey bu değil. Hatta en son olmamız gereken şey iken ''iki yabancı'', şimdi bu role kaptırmış hatta buna göre yaşar olmuşuz.
Seni özlediğim güne pişmanım. Sana alışmama pişmanım. Kendimi sana alıştırmama ve ne yaparsan yap gururuna yenilmeyip geri dönmene pişmanm. Dönmeseydin ya. Belki şimdi çoktan.. Unutmak mı. hayır sanmıyorum. Yani ben şunu kastediyorum. Belki çoktan, alışırdım.
Sana nasıl alştıysam yokluğunada alışırdım belki. Olmadı kendimi kandırırdım nolucak sanki. Ama onada izin vermezdin sen.
Gelelim şarkılara. Seninleyken dinlediğim şarkılar ayrı, yokluğunda dinlediklerim farklı. Hepsi her dinleyişte aynı hissi veriyor. İlk gün ki tazeliğiyle. Seninle dinlediklerim heyecanlandırıyor, yüzüme o şapşal gülümsemeyi otutturuyor ve istemeden gözlerim parlıyor. Yokluğundakiler mi? Dış dünyaya kapatılmış duyular, bakar kör gözler ve titrek bir ses. İkisininde tek ortak yanı şarkı bittiğinde bitiyor mutluluğumda, hüznümde.
En azından bitiyor. Sevineyim mi üzüleyim mi bilmiyorum. Mutluluğun gidişine ağlarken, hüznün vedasına gülüyorum.
Attığın her mesaj. Güldüğün her olay. Ağlayacak olup kendini tuttuğun her an. Gözümün içine baktığın her gün. Gülüşüne sebep olduğum her dakika. Tenimin tenine değdiği her saat.
İşte pişmanlıklarım. İşte bu ben. Ve bana bunları yaşatan adam sen.
İşte gerçek. İşte kabul edemediğim tek gerçek.
Sevinmelisin diyorlar anlamıyorum. Meğer şuymuş melese.
Sevinmeliyim. Çünkü pişmanlıklarım, aslında tekrar yaşamak isteyeceğim kadar güzeldi.
Bayan Sobe
Sen Adete Büyülü Bir Aşk Meleği Gibisin !
YanıtlaSilgüzell :)
YanıtlaSilSen bunlari nasil yaziyorsun? :( cok duygulaniyorum her bir hikayende ..
YanıtlaSilHelal olsun vallaha
çok teşekkür ederim hepinize :)
YanıtlaSil